Sevdiklerimize dair her şey...

Emzirme Pozisyonları

Bebek emzirmenin tek bir pozisyonu yoktur. Aşağıda değişik yöntemler anlatılacaktır. Bunların içersinde herkes kendine uygun olanı bulabilir. Doğumu takip eden ilk günlerden sonra normal olarak genel tercih edilen beşik pozisyonu önerilir.

Pozisyon ile ilgili genel öneriler şunlar olabilir. Anne oturur ve hafif arkasına eğik, yaslanmış olmalıdır. Kol dayamak için bir desteği bulunan koltuk ile ayaklarını uzatmak veya ayağını dayararak dizini yukarı kaldırmak için bir puf yararlı olur. Bebek anne koluna veya bir yastığa uzanmış, yaklaşık 45 derece bir eğimle anne memesine yaklaştırılmalıdır. Elleri serbest olmalıdır. Böylelikle anne memesine temas edebilir ve ellerinin yardımı ile meme başını bulabilir. Anne de elinin işaret ve orta parmaklarının yardımı ile meme başını bebeğinin ağzına yöneltirken baş parmağı ile yukarıdan aşağıya doğru memesini sıvazlayarak sütünün kolay gelmesine yardımcı olmalıdır. Bebek emme işlemi sırasında ağzının içersinde bir vakum yapmaktadır. Bu negatif basınç anne memesinden sütün gelmesini sağlar. Eğer bebek tam yatar pozisyonda olursa gelen anne sütü burun arkasına kaçar. Hatta kulakların boğaz açılan kanalın ağzından kulak yoluna geçerek enfeksiyona neden olabilir. Yeni doğan kulak iltihaplarının en sık nedeni hatalı pozisyonla emzirmedir. Ayrıca annenin de yattığı yerden bebeği emzirmesi hem sütün gelmesi hem de olabilecek tehlikeli sonuçlar yönünden sakıncalıdır. Yatakta da olsa anne dik durumda olmalıdır.

Beşik Pozisyonu

Yukarıda anlatılan klasik pozisyondur. Anne kol destekli bir koltuk benzeri oturma ünitesindedir. Ayni pozisyon yatakta yastık desteği ile de sağlanabilir.Bebeğin başı annenin dirseğinin iç tarafına yatmıştır. Annenin ayakları bir desteğe basmaktadır. Annenin kucağında bir yastık olması çocuğu kucakta tutabilmek açıcından yararlı olur. Bebeğin altta kalan kolunu dış yana doğru yerleştirmek yararlı olur. Bebeğin üzerine yatırılan kol sırtından bebeğe destek vermelidir.

Bu pozisyon normal yolla miadında doğmuş bebekler için uygundur. Sezaryen ile doğum yapan anneler ve erken doğmuş küçük bebekler için ilk başlarda uygun olmayabilir. Annenin karnındaki dikişlere baskı oluşabilir. Bebek güçsüz ise meme başını iyi tutamayabilir.

Çapraz Beşik Pozisyonu

Diğer pozisyondan farklı olarak bebeğin başı annenin eline yaslanmaktadır. Eller dönüşümlü kullanılabilir. Hangi taraftaki memeyi emiyorsa desteği diğer kol ve el verir. Emdiği tarafın eli başını tutarken diğeri sırtına destek verir. Başını tutan el sabit kalırken diğeri ile meme başını tutması ayarlanır.

Bu pozisyon küçük doğmuş bebekler için uygundur. Meme başını yeterli kuvvetle tutamayan bebeklere daha yardımcı olunabilir.

Çanta Pozisyonu

Koltuk altına sıkıştırılan çantayı tutar tarzda tutma esasına dayanır. Bebeğin bulunduğu taraftaki kol sırtına destek verirken el başını arkadan tutar. Diğer taraftaki el ile anne memesini tutarak bebeğin ağzına yerleştirir. Annenin bebeğin bulunduğu yandaki kolunun altına yastık koyması yararlı olur. Ayrıca anne kolunu bacağına da dayayabilir.

Annenin karnında ameliyat dikişleri bulunduğu veya karın bölgesine bebeğin baskı yapmasından rahatsızlık duyulan bir durum olduğunda kullanılabilir. Ayrıca büyük veya çok küçük memeleri olan anneler ile ayni anda iki bebeği emzirmek istendiğinde uygulanabilir. Meme başını iyi tutamayan küçük bebekler için de kolaylık olabilir.

Yatar Pozisyon

Anne ve bebeğin her ikisinin de yattığı yerden emzirme durumudur. Anne yatakta sırt üstü yatmaktadır. Yatağın sırt tarafı yükseltilmiş veya yastıklarla kaldırılmış olmalıdır. Anne ayaklarını dizlerinden kırarak yatağa dayar. Bebeği de sol veya sağ yanına yan olarak yatırır. Bir eli ve kolu ile bebeğin başına destek verirken diğer kolu ile bebeğin sırt ve poposunu destekler. Annenin omzunun altına yastık koyması yararlı olur. Ayrıca bebeğin başının altına küçük bir yastık konulabilir. Dikkat edilmesi gereken konu bebeğin memeye uzanmasına gerek kalmaması ve annenin bebeğin üstüne doğru abanmamasıdır.

Annenin yattığı yerden kalkmasını zor olduğu durumlarda veya yattığı yerden emzirmek istendiğinde uygulanabilir.

Anne Memesi Emzirmenin Resimlerle Aşamaları

Bebeğin dudak birleşeği uyarılır. Parmak veya meme başı bebeğin dudaklarına temas ettirilir.
Bebeğin ağzını açarak meme başını ağzının içersine doğru alması sağlanır. Koyu renkli kısım dudakları ile çevrelenmelidir.
Anne parmakları ile meme başını bebeğin ağzında tutmasına yardımcı olurken, memesini bebeğe doğru sıvazlar.
Bebek emerken anne de eli ile onun başına arkadan destek verir. Bebek ağzında meme yüzü annesine dönük eliyle memeye temas eder.
Bebek bedeninin anneye yakın halde durması sağlanır. Bedeni ile de temas halinde olması bebeğe güven verir.
Emzirme eylemi hem anne hem de bebek için keyif verici bir olay olmalıdır. Doyan bebek memeyi bırakabilir.

 

Meme emzirirken dikkat edilmesi gereken konular

Pozisyon

Bebek emzirmenin tek bir pozisyonu yoktur. Emzirme Pozisyonları sayfasında değişik yöntemleri göreblirsiniz. Bunların içersinde herkes kendine uygun olanı bulabilir. Doğumu takip eden ilk günlerden sonra normal olarak genel tercih edilen beşik pozisyonu önerilir.

Pozisyon ile ilgili genel öneriler şunlar olabilir. Anne oturur ve hafif arkasına eğik, yaslanmış olmalıdır. Kol dayamak için bir desteği bulunan koltuk ile ayaklarını uzatmak veya ayağını dayararak dizini yukarı kaldırmak için bir puf yararlı olur. Bebek anne koluna veya bir yastığa uzanmış, yaklaşık 45 derece bir eğimle anne memesine yaklaştırılmalıdır. Elleri serbest olmalıdır. Böylelikle anne memesine temas edebilir ve ellerinin yardımı ile meme başını bulabilir. Anne de elinin işaret ve orta parmaklarının yardımı ile meme başını bebeğinin ağzına yöneltirken baş parmağı ile yukarıdan aşağıya doğru memesini sıvazlayarak sütünün kolay gelmesine yardımcı olmalıdır. Bebek emme işlemi sırasında ağzının içersinde bir vakum yapmaktadır. Bu negatif basınç anne memesinden sütün gelmesini sağlar. Eğer bebek tam yatar pozisyonda olursa gelen anne sütü burun arkasına kaçar. Hatta kulakların boğaz açılan kanalın ağzından kulak yoluna geçerek enfeksiyona neden olabilir. Yeni doğan kulak iltihaplarının en sık nedeni hatalı pozisyonla emzirmedir. Ayrıca annenin de yattığı yerden bebeği emzirmesi hem sütün gelmesi hem de olabilecek tehlikeli sonuçlar yönünden sakıncalıdır. Yatakta da olsa anne dik durumda olmalıdır.

Bebek burnundan rahat nefes alabilmelidir

Ağzında meme bulunan bebek ancak burnu ile solunuma devam edebilir. Yeni doğanların zaten dar olan burun hava yollarının salgı ve kusmuk ile tıkalı olması emmeyi güçleştirip, imkansız bir hale bile getirebilir. Meme emzirmeden önce buruna serum fizyolojik damlatmak ve temizlemek yararlı olur. Meme bebeğin burnunu kapatmamalıdır.

Bebek rahat olmalıdır

Giysileri ve ortam ısısı uygun, altındaki bezi kuru ve temiz olan bebek daha kolay emebilir. Emzirme esnasında bebekler refleks sonucu kaka yapabilirler. Bu bir hastalık değil normal olaydır. Emzirirken yapmıyor olması da sorun değildir.

Anne memesinin baş kısmı bebeğin ağzına iyi oturmalıdır

Meme başı gömük veya herhangi bir yapısal sorun olmadığında anne memesinin koyu renkli kısmının kenarları bebeğin dudakları ile kaplanana dek ağzına sokmalıdır. Bebek anne memesinin başını diş kemerleri denilen damaklarının arkasına almak ve meme başını geriden öne doğru sıkarak çeker. Bu sırada dil kökü ve boğazı ile de vakum yapar. Eğer bebek anne memesini ağzında iyi tutamazsa iyi de ememez.

Besleme süresi yeterli olmalıdır

Normalde bebekler bir öğünde alacakları anne sütünün yaklaşık olarak % 50 sini ilk 1-2 dakikada, % 90 ını ilk 5 dakika içersinde emerler. Normal bir emzirme süresi 15-20 dakika olmalıdır. Daha kısa veya uzun sürdüğünde başka bir sorun olması mümkündür.

Beslenme aralıkları bebeğe göre ayarlanmalıdır

İlk ayda bebek ağladıkça denilen aralıklar uygundur. Bu süre 30 dakika ile en fazla 3 saat olmalıdır. İdeal olarak ilk ayda 1-2 saatlik aralıklar tercih edilmelidir. İkinci aydan itibaren bu aralıklar önceleri 2 sonra 3 saate çıkmalıdır. Beslenme aralıklarının arttırılması yavaş yavaş yapılmalıdır. Mide hacmi yeni doğan bebeklerde 20-30 ml. İken 8-10 günde 60-100 ml. ye, 3. ayda 150ml.ye, 6.ayda 200 ml.ye çıkar. Bir yaşına geldiğinde 300 ml. hacme ulaşır. Artan mide kapasitesine paralel olarak annenin de süt miktarı artar. Bazı özel durumlarda beslenme saatle düzenlenebilir. Hastane gibi ayni anda bir çok bebeğe bakıldığında her birinin ağlaması veya doymasını izlemek mümkün olmadığında 2-3 saatlik aralarla beslenme uygulanabilir. Yine de beslenme aralığının 3 saati aşmaması gerekir.

Bebeğin tok olduğu halde gaz sancısı gibi başka nedenlerle ağlaması yanlışlıkla doymadığı düşünülerek ek besinlere başlamamak gerekir.

Bebeğin doymasının en önemli göstergesi yeterli kilo almasıdır. Diğer yandan yetersiz anne sütü nedeniyle bebek aç kaldığında düşen kan şekerine bağlı olarak uyuklayabilir ve ağlamaz. Bu sakinlik de yanlışlıkla doyduğunun göstergesi değildir. Tartı bunu da belirlemeye yarar. Bebek emdiği zaman midesine gelen süt mide asidi ile karıştığında kesilir. Böylelikle sindirim işlevi başlar. Bebek yeni emdiğinde süt şeklinde geri çıkartabilir. Emdikten bir süre sonra çıkarttığında kesik halde gelmesinin nedeni bu olaydır. Beslendikten sonra yeterli süre geçmeden tekrar beslendiğinde midesinde sindirimine başlanmış süt ile yeni emilen çiğ süt karışır. Barsaklara kesilmiş süt ile kesilmemiş çiğ süt ayni anda geçerse sütün asitle kesilmesi sonucu otaya çıkan gaz barsakların gerilmesine neden olur.

Beslendikten sonra bebeğin gazı çıkarılmalıdır

Meme emme (biberon emmede de) esnasında bebekler bir miktarda hava yutarlar. Ayrıca midede sindirim sırasında doğal olarak gaz oluşur. Bu oluşan hava-gaz karışımı midenin sol-üst tarafında toplanır. Beslenmeden sonra bunun çıkarılması gerekir. Bunun için bebek yüzü yana ve dışarı gelecek şekilde annenin göğsüne karın üstü yatırılmalı ve sırtına hafif el vuruşları ile çıkarılmaya çalışılmalıdır. Bu işlem sırasında annenin omzuna temiz bir bez konulması yararlı olur. Gaz çıkarırken sıklıkla bebekler bir miktar midedeki besinleri de çıkarırlar. Diğer yandan bebeğin yüzünün ve ağzının giysi yerine daha temiz bir örtüye temas etmesi hijyen yönünden daha sağlıklıdır. Bu gaz çıkarılmadığında midede gerilmeye ve huzursuzluğa yol açar. Bu da mide kasılmalarını arttırır. Bu kasılmalarla mide içeriği biraz barsaklara biraz da yemek borusundan dışarı gider. Barsaklara geçen süt henüz sindirime uygun olmadığı için sancılara neden olur. Yemek borusundan dışarıya giden süt ise kayıp olacaktır.

Bebeklerin kendilerine özgül refleksleri vardır

Anne memesi emmek için bebekler doğuştan bazı yeteneklere sahiptir. Bunların bilinmesi yardımcı olur. Anne sütünün kokusunu duyan bebek başını sağa-sola çevirerek kokunun kaynağını aramaya başlar. Dudak birleşeğinin yanağa doğru olan bölgesinde refleks alıcıları vardır. Yanağının o bölgesine bir şey değdiğinde ağzını ve dudaklarını o tarafa çevirerek meme aramaya başlar. Bu meme emme esnasında uyuyan ve emmeyi kesen bebeklerde onu emmeye tekrar döndürmek için yararlı olur. Parmak ucuyla yanağın uyarılması emme işlemini başlatır. Damağına ve dilin arka bölgesine bir şey değdiğinde ağzını kapatıp, yanaklarını sıkarak emme işlemine başlar. Bu basit bir emmeden farklı olarak sıkarak çekme hareketidir. Ağzın içersine boşalan süt de yutma refleksini uyarır. Bebekler ağzına konulan bir şeyi yutma eğilimindedirler. Tok olan bir bebek de bu refleksler ortaya çıkmaz ve uyuma isteği daha ağır basar.

  • Her öğünde her iki meme de emzirilmelidir. Bebekler beslenirken aslında besinlerinin büyük bölümünü ilk memeden alırlar. Uygun olan yöntem her öğünde her iki memenin de verilmesidir. Fakat son verilen meme bir sonraki öğünde ilk verilecek meme olmalıdır. Memeden ayrılmak istemeyen bebeğin dudağının kenarından annenin parmağını hafifçe bebeğin ağzına sokması içerdeki negatif basıncı düşürerek bebeğin memeyi bırakmasını kolaylaştırır. Memelerin boşalması daha çok süt salgılanmasını sağlar. Sütü bol olan annelerin bebekleri memeyi tam boşaltamadığı takdirde biriken süt sorunlara yol açabilir. Bu durumda anne sağmak suretiyle memelerini boşaltmalıdır. Uzun sürelerle emzirmeye devam edilirse veya beslenme aralıkları açılırsa süt salgılanması azalır.
  • Meme başı bakımı yapılmalıdır. Bebeğin kuvvetle emmesi karşısında meme başı tahriş olur. Kısa bir süre sonra da acımaya, çatlamaya ve yara olmaya başlar. Bu durum anne için emzirmeyi olanaksız hale getirebilir. Bunun oluşmaması için yapılması gerekenler.
  • Emzirmeden önce memeler karbonatlı su ile silinmelidir. (Bir kahve fincanı suya bir çay kaşığı karbonat) Bu bebeğin ağzında pamukçuk oluşumunu önler. Ayrıca eğer zaten pamukçuk oluşmuş ise anne memesine geçmesini engeller.
  • Karbonatlı suyun arkasından memeler ılık su ile temizlenmelidir. Hem memeler olabildiğince mikroptan arınmış olur hem de sıcak etkisi sütün daha rahat gelmesini sağlanır.
  • Emzirdikten sonra anne sütü biraz meme başına sürülür. Üstüne bir nemlendirici veya yağ sürülmelidir. Bu meme başının yumuşak ve nemli kalmasını sağlar. Böylelikle çatlaklar önlenebilir.

Annenin sütü gelmesine rağmen bazı durumlarda anne sütü vermek uygun olmayabilir. Bu durumlar çok sık olmamakla berber kısaca değinelim.

  • Annede meme iltihabı oluşması. Bu memelerin iyi boşalmadığı ve meme başında oluşan küçük çatlaklardan içeriye enfeksiyon etkenin girmesi ile meydana gelir.
  • Annenin herhangi bir nedenle süte geçen ve bebeğe zararlı olabilecek ilaç kullanma zorunluluğu. Her türlü ilaç bu kısıtlamaya dahil değildir. Bazı ilaçlar süte geçmez, bazıları da ya çok az miktarda geçer ya da geçmesi bebek de olumsuz bir olaya neden olmaz. Buna ancak bebeğin doktoru karar vermelidir.
  • Annenin sütten geçebilecek veya solunum yolu ile bulaşabilecek bir hastalığı olması. Bazı hastalıkların mikrobu sütten bebeğe geçebilecek özellik taşır. Bu tür hastalıklar nadirdir fakat solunum yolu ile geçen hastalıklarla çok daha sık olarak karşılaşılır. Bu durumda anne sütü kesilmesi kesin şart değildir. Anne emzirme esnasında ağız ve burnunu bir tıbbi maske ile kapatabilirse bulaşma olasılığı büyük ölçüde azalır.

Bu yazıyı paylaş

Yazar

Uzm. Dr. Erdem Uzunoğlu

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı

1992 senesinde temel tıp eğitimimi İstanbul Tıp Fakültesi’nde (Çapa) tamamladıktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı’nı kazanarak 1997’de ihtisasımı tamamladım. 1997-1999 yılları arasında İstanbul Harp Akademileri’ndeki askerlik vazifemi tamamladığımdan beri Pediatri Uzmanı olarak çalışmaktayım. 2008 senesinden beridir de İstanbul Pediatri Merkezi‘nde hasta kabul ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


linkedin facebook pinterest youtube rss twitter instagram facebook-blank rss-blank linkedin-blank pinterest youtube twitter instagram