Çocuklarda Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğu Nedir? Bu çocuk kime çekti? Neden bu kadar sakar? Daha ayakkabısını bile bağlayamıyor? Babası da böyleydi.. […]
Çocuklar için her faaliyet oyundur (mesela annesi yemek yapan bir bebek, annesinin yaptığının bir "iş" değil, "oyun" olduğunu, tencere tava, kaşık ve kepçenin de "annesinin oyuncakları" olduğunu sanır, hatta tamamen öyle algılar. Bu yazıda Çocuklar için oyunun önemi nedir? Oyun oynarken çocuk nasıl öğrenir, nasıl kendini ifade eder? Oyunun çocuğun zihinsel ve sosyal gelişiminde rolü nedir? sorularına cevap bulacaksınız.
“Çocukların hayatta yapmaktan en çok keyif aldığı şey nedir?” diye sorarsak birçok insanın aklına gelecek ilk yanıt “oyun oynamak” olacaktır. Oyun insanlar için doğumdan sonra başlayan ve hayatın büyük bir bölümünde, hatta bazı insanlar için yetişkinlikte bile devam eden bir etkinliktir. Doğumdan sonra yeni doğan bebeğin taklit etme yeteneğine bağlı olarak geliştirilen oyunlar varken bebeklik, ilk çocukluk ve son çocukluk dönemlerinde farklı oyun türleriyle karşılaşırız. Hatta teknolojinin ilerlemesi ve play station gibi bilgisayar oyunlarının da çıkmasıyla oyun oynamak sadece çocuklara özgü bir etkinlik olmaktan çıkmış ve her yaşta görülmeye başlanmıştır. Peki, oyun nedir? Çocuklar neden oyun oynar? Bunları hiç düşündünüz mü?
Oyun, çocuğun hiç kimseden öğrenemeyeceği konuları, kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir. Çocuklar için oyun sonucu düşünülmeden, zevk almak, eğlenmek amacıyla girişilen bir etkinliktir. Fakat oyun oynamanın çocuk gelişiminde önemli katkıları vardır. Çünkü, oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın sağlandığı bir ortamdır.
Çocuklarla oynanan oyunlar farklı gelişim dönemlerinde değişiklik gösterir. Dolayısıyla farklı yaşlardaki çocuklarla aynı oyunun oynanması zordur. Örneğin, 2-3 aylık bebeklerde oyun, çevresindeki objelere bakmak ve yakınındaki objeleri yakalamak üzere hareketler yapmaktan ibarettir. Çocuğun el ve kol kontrolü arttıkça, çevresindeki objeleri yakalayabilir ve inceleyebilir. Bu dönem oyunları keşif niteliğindedir. Oyuncakları çekerek, çarparak onları tanımaya çalışan çocuğun başlangıçtaki oyunları serbest ve kendiliğindendir.
Çocuklar iki yaşındayken dramatik oyunlar başlar. Bu oyunlarda; kişileştirme (bebeklerle konuşma vb gibi), objeleri kullanma (boş bardaktan su içme) veya evcilik gözlenir. Zamanla birey ya da hayvanlar taklit edilir. Kovboyculuk, bakkalcılık, doktorculuk, pilotçuluk vb. gibi. Çocuk bu oyunlarda kendini başkalarının yerine koyar. Bu aşamada taklit çok önemlidir. (Drama yani tiyatrovari etkinlikler hakkında şu yazıyı tıklayınız.)
Oyunlar cinsiyete göre de farklılık gösterir. 4-6 yaşlarında ise kız çocukları bebeklerine farklı elbiseler giydirip küçük sembolik evlerini eşyalarla süslerler. Erkekler izledikleri bazı savaş serüvenlerini grup oyunlarına yansıtırlar.
Topla oynamaktan hem kızlar hem de erkekler hoşlanırlar.
Başlangıçta çocuklar için oynanan tek oyundur. Çocuklar arkadaşlarıyla birlikte oynama girişiminde bulunmazlar. Çevrelerindeki obje ve oyun malzemeleriyle baş başa kalmayı yeğlerler.
Çocuk herhangi bir ilişki kurmadan sadece diğer çocukların oyunlarını izler.
Aynı oyun malzemesini yan yana oynamalarına karşın faaliyetlerini bağımsız sürdürmeleridir.
Fikir ve oyuncak alışverişinde bulunurlar. Birbirlerinin hareketlerini izlerler. Fakat bu oyunlarda grup örgütlenmesi ve rol dağılımı gözlenmemektedir.
Çocuklar oyun oynarken topluca organize olarak belli bir sonuca ulaşırlar.
Piaget, oyunun gelişimiyle zihinsel gelişim arasında bir yakınlık olduğunu savunur ve zihinsel gelişim göz önüne alındığında oyun gelişiminin üç farklı evresi olduğunu belirtmiştir.
Taklit davranışlarını içerir. 1-18 ay arasındaki motor faaliyet ve yinelemeleri içerir. Bakma, emme, elleri açıp kapama ve diğer bedensel eylem türündeki basit davranışlar, motor ve diğer faaliyetleri oluşturur. Bu faaliyetlerin ihtiyaçların giderilmesini sağlaması yinelemelere neden olmaktadır.
2-6 yaş arasında görülür. Çocuk temsili bir sistem geliştirir, ileri düzeyde zihinsel planlama yapar. Çocukların hayvan taklidi yapması vb. gibi sembolik oyuna bir örnektir.
7-12 yaşlarında görülür. Oyunun kuralları ve onlara uymayanlara verilecek cezalar saptanır.
Farklı biçim, boyut ve renklerdeki oyuncaklar çocuğunuzun renk, boyut ve objelerin özelliklerini öğrenmesini sağlamaktadır.
Dolayısıyla, çocukların toplum ve ahlak kurallarına uyum göstermesinde oyunun rolü büyüktür.
Son yıllarda teknolojinin ilerlemesiyle bilgisayar oyunları çocukların için daha cazip hale geldi. Eskiden tercih edilen atariler yerini içinde strateji oyunları, araba yarışları gibi farklı oyun türlerini barındıran play station gibi daha gelişmiş bilgisayar oyunlarına bıraktı.
Teknolojideki bu ilerlemeden taşınabilir oyun aletleri da etkilendi ve “gameboy”lar yerini PlayStation Portable (PSP) denen bilgisayar oyunlarına bıraktı. Bilgisayar oyunları çocukların gelişimini hem olumlu hem de olumsuz yönden etkilemektedir.
Bilgisayar oyunları, ebeveyn kontrolünde kısıtlı bir sürede oynandığı sürece çocuk gelişimini olumlu yönde etkileyebilir. Bilgisayar oyunu oynama süresini kısıtlamanın yanısıra anne babanın çocuklarının oynadığı bilgisayar oyunlarının içeriğine de dikkat etmeleri ve çocuklarının şiddet eğilimi içeren oyunları oynamalarına izin vermemeleri gerekmektedir.
Sonuç olarak, çocuklar sadece zevk aldıkları için oyun oynasalar da, oyunun onların gelişimine önemli katkıları vardır. Oyun çocukların bedensel, sosyal, dil ve zihinsel gelişimini desteklemektedir. Çocuklar oyunlarında gerçek hayatın minyatürlerini kurarlar. Dolayısıyla çocuğunuzu oyun oynarken incelediğinizde, onu nelerin etkilediğini, yaşadıklarını nasıl algıladığını ve bunlardan nasıl etkilendiğini görebilirsiniz. Bütün bunların yanısıra, çocuğunuzla oyun oynayarak talep ettiği ilgiyi ona en güzel biçimde verebilir ve onunla kaliteli zaman geçirebilirsiniz.
Kaynakça:
(1) Yavuzer, H. Çocuğun Tanımak ve Anlamak. Remzi Kitabevi, İstanbul
(2) Yavuzer, H. Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitabevi, İstanbul
(3) Özbey, Ç. Çocuk Sorunlarına Yapıcı Çözümler. İnkılap Kitabevi, İstanbul, 2006
Klinik Psikolog Elçin Eğercioğlu Konuk
Çocuklarda Gelişimsel Koordinasyon Bozukluğu Nedir? Bu çocuk kime çekti? Neden bu kadar sakar? Daha ayakkabısını bile bağlayamıyor? Babası da böyleydi.. […]